Genellikle pembe, sarı, beyaz, mor, kırmızı renkte olan, salkım gibi şekil alan sinirotgiller ailesinin bir çeşididir aslanağzı bitkisi. Yaprakları mızrak gibi ya da oval olup çiçekleri 40-50 cm uzayabilir. Bahçelerinizi süslemek için vazgeçilmezler arasında olan bu bitki ilkbahar mevsiminde çiçek açık yazın kuru sıcaklarda çiçek açması son bulur. Ancak iklimsel özelliklere göre de değişkenlik gösterebilir. Yani bazen yazın bitimine kadar çiçek açmaya devam edebilir. Aslanağzı bitkisi genellikle çok yapraklıdır. Sapın etrafında çiçeklenme görülür. Alttaki çiçekler kurudukça üstte açan tomurcuklar çiçeklenerek bahçelerinize uzun süre canlılık verir. Bir yıllık, iki yıllık ya da bir ömür duracak cinsleri mevcuttur. Eylül ve Mart aylarında tohum kullanılarak ekilir. Ekildiği yıldan itibaren çiçek vermeye başlayıp hızla çoğalabilir. Türüne göre farklı olan bu bitkinin bakımını ve budamasını eğer ki düzenli bir şekilde yaparsanız kış aylarında bile yeniden çiçek verebilir. Ancak donmaması için ayrı bir özen gösterilmelidir. Bu kapsamda bakımı ile ilgili aşağıdaki önerileri dikkate almak gerekebilir.
- Güneşin bol olduğu alanlarda yetiştirilmelidir.
- Toprağı çürümüş gübre ile karıştırılırsa daha çabuk ve sağlıklı yetişir.
- Suyunu süzen ferah topraklarda yetişmeyi sever.
- Ekim zamanı fideyi çok sık sulamak gerekir.
- Büyüme döneminde yapraklara kireçsiz su püskürtülmelidir.
- Kış aylarında fazla su verilmemelidir.
- Tekrar yaprak açabilmesi için budama işini yaz döneminde çiçeklenmesi bitince, kış döneminde dibe doğru yani sap kısmına doğru yapılması gerekir.
Aslanağzı Çiçeğinin Faydaları
Birçok iklimsel koşullara ayak uydurabilen, kolayca çoğalan, güneşi seven, birçok renkte çiçek veren kokusuz bir bahçe bitkisidir aslanağzı. Ağzı kapalı olduğu için polenlerini dışarıya savurmaz. Yetiştirilmesi kolay olduğu için en fazla tercih edilen bahçe bitkisidir. Sadece süs bitkisi olarak kalmayan aslanağzı bitkisinin sağlıklı yaşam için de bizlere katkısı vardır. Bu kapsamda genellikle solunum yolları için faydası olduğu ileri sürülmektedir. Aslanağzı çiçeğinden bir tutam kaynatılarak elde edilen çay; balgam söktürücü, nefes açıcı etkisinin yanı sıra öksürüğü kesmek için ve göğsü yumuşatmak için içildiğinde rahatlatıcı etkisi olduğu görülmektedir. Genel olarak bronşit gibi rahatsızlıklarda iyileştirici etkisi olduğu bilinmektedir.
Aslanağzı Çiçeğinin Özellikleri
Bahçelerimizde güzel bir görüntü oluşmasını sağlayan, genellikle bordür olarak yetiştirilen aslanağzı çiçeği, ağız kısmını avlumuzla sıktığımızda taç yaprakları aslanın ağzı gibi açılır. Adını bundan dolayı alan aslanağzı çiçeğinin Latince anlamı, hayvan burnuna benzeyendir. Ağzının kapalı oluşu çiçeğin tepeciğini hiçbir sert rüzgâra maruz bırakmamaktadır. Sadece yaban arısı ve toprak arısının girebildiği tüylü bölgeyi aralayarak çiçek tozları taşınabilir. Tohumların olduğu yerde üç tane delik olması sert bir rüzgâr estiğinde bu tohumların sallanarak düşmesine sebep olur. Bazı ülkelerde bu tohumlar toplanarak işlenip yemeklik yağ elde edilir. Bu kadar elverişli olan aslanağzı çiçeğinin tek düşmanı ise, mantar hastalığıdır. Bu hastalığa yakalandığında zamanla lekelenmeye başlayan yaprakları yavaş yavaş kuruyarak bitkinin ölmesine sebep olur.
Aslanağzı Çiçeği Ne Zaman Ekilir
Genellikle yaz aylarını yani güneşi seven bu bahçe bitkisi mart ayına kadar ekilmelidir. Çimlenmesi için toprağın nemli olmasına ve güneş almasına dikkat edilmelidir. Saksı için uygundur. Çok fazla bakıma ihtiyaç duymaz, çabuk çoğalır ve çok çiçek veren bir bitkidir. Eğer aslanağzı çiçeğini ekmeye karar verirseniz, rengarenk açan iri çiçekleriyle bahçelerinize hayat verdiğini görebilirsiniz.
Aslanağzı Çiçeği Anlamı
Yaz aylarında çiçek açan, bahçe, park ve saksı için uygun olan otsu bitkilerdendir. Eskiden neredeyse her evin bahçesinde görülen aslanağzı büyük iri çiçeklerdendi; ancak şimdilerde bu türlerin bodur ve cüceleri de görülmeye başlamıştır. Türkçe’ de bilinen ismi danaburnudur. Ayrıca cüret ve küstahlık olarak da yapılan yorumlar arasındadır. Bu bitki türüne aslanağzı denmesinin sebebi çiçeklerinin büyük bir kafaya benzetilmesidir. Yanlarında sıktırınca ağzı açılıyor, çekince kapanıyor. Bazı yerlerde ise tohumlarından dolayı sığır burnu olarak biliniyor. Farklı farklı anlamlara bürünen bu çiçek türü son dönemlerde melezleştirilerek yine bütün evlerde çiçeklerini açmaya devam ediyor.
